Sunday, April 8, 2007

Jeremy Clarkson Turk olsaydi...

Jeremy Clarkson...





Bugunku yazimda, hayali bir konuya deginecegim. Eger Jeremy Clarkson Turk olsaydi ne olurdu. Oncelikle bu yaziyi okuyanlarin arasinda Jerem Clarkson'u tanimayanlar olabilir. Bu gayet dogal. Benim kendisiyle tanismam BBC televizyonunda yayinlanan Top Gear isimli program sayesinde oldu. Buradaki siradisi yorumlari ve ilginc analizleri sonucunda kendisinin hayranlari arasina katildim. Ingiltere'de bulundugum sirada, yazdigi kose yazilarindan derlenmis kitaplarindan aldim ve sadece otomobiller degil, diger bir cok konu hakkinda da sivri fikirlere sahip birisi oldugunu gordum. Daha detayli bilgi icin Google'da Jeremy Clarkson diye araninca yuzlerce sayfanin cikacagindan eminim.

Benim bugun kendisinden bahsetmek istememin sebebi Born to be riled (Gicik edilmek icin dogmus) isimli kitabinin baslarinda gecen bir makalesi. Oncelikle gerekli gordugum yerleri kisa kisa tercume edecegim. Tercuman olmadigim ve cok umursamadigim icin kelimesi kelimesine bir tercume olmayacak. Sadece ana fikrini versin istiyorum. Kitabin Turkce baskisi var mi bilmiyorum ama en azindan Ingilizcesini siddetle tavsiye ediyorum.


"Bir otomobil gazetecisi olarak hayatinizin cogunu egzotik yerlerde yeni arac lansmanlari sirasinda, arac ureticilerinin sundugu leziz yemeklerle midenizi doldurarak gecirirsiniz. Daha sonra halkla iliskiler yoneticisinin isteklerine uygun olacak sekilde o aracin ne kadar harika olduguyla ilgili bir yazi yazmaya girisirsiniz. Aslina bu yeni xyz modeli araci begenmemissinizdir ama kime ne, bu araci ovun ve bir sonraki urun lansmanina davet edilmeyi garantileyin. Peki bu yazilari okuyup inanip bu araci alacak zavallilara ne olacak? Ne farkeder ki onlarla asla bir yerde karsilasmayacaksiniz cunku bu sirada siz Afrika'da zxy modeli bir aracin tanitim toplantisinda olacaksiniz.

Boyle yasiyordum ve gercekten muthisti. Fakat malesef Top Gear programini sunmaya baslayinca hayatim da degisti. Cunku birdenbire bu insanlar benzin istasyonunda, restoranda, sokakta karsima cikmaya basladilar. Ben tavsiye ettigim icin araba almislardi ama hic memnun degillerdi cunku araba surekli ariza yapiyordu.... Bu sayede gazeteciligin bir sirrini ogrendim, kafanizdan gectigi gibi icinizden geldigi gibi yazacaksiniz... biliyorum bazi firmalarin kabusu oldum, mesela artik hic Toyota surmeme izin verilmiyor veya sayisiz olum tehditi aliyorum... fakat sunu biliyorum bu sayfalara yazdigim her satir bana ait, benim dusuncelerim. Bir araba odunc aldim biraz surdum ve hissettiklerimi yazdim. Halka iliskiler sosuna bulanmadan, sadece gercek dusuncelerim..."


Norfolk(Ingilterenin dogusunda bulunan bir eyalet) hakkinda yazdiklari:





"20. yy henuz Norfolk'a ulasmamis. Bu sasirtici degil cunku Norfolk'a gitmenin hic bir yolu yok. Londra'dan ciktiktan sonra Hornsey ve Tottenham gibi sehirleri gectikten sonra ancak M11 otoyoluna ulasabiliyorsunuz. Bu otoyol dogru yonde gidiyor fakat daha sonra akilci bir sekilde Cambridge sehrine dogru donuyor, bundan sonra yola devam etmek icin Camel Trophy'de kullanilan araclardan birine ihtiyaciniz var...

Ben aracimla giderken insanlarin "aa bak bir Cosworth" demesine alisigim ama Norfolk da "aa bak bir araba" diyorlar. Baska bolgelerde insanlar arabamin ne kadar hizli gittigini ogrenmek istiyorlar ama Norfolk'da saban performansi hakkinda bilgi istiyorlar..."

"Bir dahaki sefere bir arkadasim Norfolk'da evlenecegini soylerse ona telgraf gonderecegim ama bu asla oraya ulasmayacak cunku daha telefondan haberleri yok ya da kagittan ya da murekkepten..."

simdi bir an icin bu acimasiz satirlarin Turkiye'deki ulusal bir gazetedeki koselerden birinde herhangi bir yerlesim birimi icin yazildigini ve sonuclarini tahmin etmeye calisin. Malesef boyle bir sey mumkun degil. Cunku elestriye acik bir toplum degiliz. Bundan daha hafif cumleleri bile kaldiracak hic bir yerlesim birimi yok Turkiye'de ve iste belki de bu yuzden biz de henuz bir Jeremy Clarkson yok ve butun kose yazarlari, gazeteciler davet edildikleri etkinliklerin sponsorlarini oven yazilar yazarak hayatlarini kazanmaya ve insanlari kandirmaya devam ediyorlar.

Gorusmek uzere...

No comments: