Monday, September 3, 2007

Radio Salaam Shalom


Bugunku yazida bir radyo uzerinden baslamak istiyorum. BBC sayesinde farkina vardigim bir radyo Radio Salaam Shalom (Radyo Selam Salom). Bildiginiz gibi Salom, Ibrani dilinde selam karsiliginda kullanilan bir kelime. Ingiltere'nin Bristol kentinde yayin yapan bu radyo Musluman ve Yahudilerin beraber calistiklari, beraber program yaptiklari bir radyo. Program yapimcilari baslarda karsi dindekine onyargili yaklasarak baslamalarina ragmen, ortak noktalarini gordukce birbirlerine ne kadar benzediklerine ikna olmuslar ve birlikte baris icinde yasanabilecegine dair inanclari artmis. Internet uzerinden de dinlenilen bu radyonun amaci, hep karsi taraf olarak gorulen bir kesimin sesini duymak, onlarin hassasiyetlerine kulak vermek. Oncelikle bu radyoyu hem bir davranis bicimini ornek vermesi hem de ilginc konulari sebebiyle tavsiye ediyorum. Su internet adresinden Radio Salaam Shalom dinlenebilir (http://www.salaamshalom.org.uk/)


Bu radyoyla ilgili BBC programini dinlerken arabayla bir yerden bir yere gidiyordum ve dolayisiyla uzerinde dusunmek icin epey zamanim oldu. Ilk aklima gelen "aa cok guzel bir fikirmis, acaba aynisi Turkiye'de yapilabilir mi?" oldu. Bu dusuncenin uzerinde epey bir beyin jimnastigi yapip, acaba pratik olarak nasil hayata gecirilebilir diye dusunurken daha carpici bir gercekle karsi karsiya kaldim. Aslinda bizler Turkiyede bu tur "oteki/karsi taraf" gozuken kimselerle ilgili radyo istasyonlari kurmaya kalksak ne kadar da cok kurulabilir. Mesela aklima ilk gelenler: "ulusalci/liberal, dinci/laikci, fenerli/galatasarayli, turk/kurt, turk/yunan, turk/iran, turk/arap" vs. vs. Ne kadar cok oteki var Turkiye'de? Ne kadar cok catisma olarak gorebilecegimiz taraf var. Ve en basta eksik olan karsilikli olarak medeni bir tartisma ortamina girerek, fikir degis tokusu yapabilmek. Benim Turkiye'de olmasini en cok arzuladigim seylerden birisi de bu. Yine BBC'de dinledigim baska bir programda, Afrika muhabiri bir sene Amerika'da kaldiktan sonra ulkesine donmustu ve Amerika'da en cok neden etkilendigini anlatiyordu. Amerika'da onlarda seminere katilmis, bilim adamlari, profesorler ve toplumun cesitli kesimlerinden kimselerle konusmus bu kisinin deneyimlerini anlattigi programini bitirirken kullandigi son cumlesi cok carpiciydi: " Ben ulkemde, yuksek binalar, genis otoyollar, tertemiz ve iyi isiklandirilmis sokaklar ve cok buyuk zenginliklerin hayalini kurmuyorum. Benim hayalini kurdugum her cocugun beraberinde bir asi karnesi olmasi ve o zamana kadar yapilmis butun asilarini ve eksiklerini gosteren bir sistemin kurulmasi." Iste benim de Turkiye'den beklentim biraz bu dogrultuda karsilikli oturup duzgun duzgun konusabildigim insanlarin cogunklukta olmasi.