Cocuk sahibi olanlarin cocuklarina olan duskunlukleriyle ilgili yazmak istiyorum bu sefer. Bundan tam 10 ay once kizim Asya dogdu ve beni baba olma mutluluguyla tanistirdi. Daha once cocuklu insalarda gordugum bircok seye de kendimde sahit olma firsatini yakaliyorum her gecen gun. Bugun bahsetmek istedigim bunlarin en carpicilarindan birisi olan odaklanma ile ilgili. Eger ortamda yasi 10-11 den kucuk bir cocuk varsa ana babasinin gozu ve dikkati buyuk oranda cocugun uzerinde oluyor. Acaba dustu mu, atladi mi, birseyi agzina goturup yutmak uzere mi? gibi kaygilarla sizi ziyarete gelen kimseye veya misafir gittiginiz evde olanlari soyle bir can kulagiyla dinleyip gozlerinin icine bakarak konusamiyorsunuz. Cogu zaman “sen anlat, kulagim” sende havasi icinde olan insan, karsisindakinin sozunu de surekli keserek ”ay yapma cocugum, bak atti kendini, altini mi kirlettin sen?” gibi obeklerle diyaloga tuz biber ekiyor.
Kendimizi kandirmaya gerek yok, karsi taraftaki kisi icin oldukca can sikan bir durum bu. Hele karsi taraf cocuksuz bir kisiyse ustune bir de anlasilamaz olmak ekleniyor. Malesef bunun cozumu yok. Anne baba olmanin paketiyle beraber gelen ve icinize kurulan bir hissiyat bu. Belki de sirf bu yuzden cocuklu aileler cocuklu ailelerle daha kolay iletisim kurabiliyorlar.
Thursday, August 30, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment