Son iki haftayi cogunlugu Cin’de olmak uzere uzakdoguda gecirince simdi yazacaklarim genellikle buralarda dusundugum seyler ve gozlemlediklerimle ilgili olacak. Belli bir amaci olmayan ilginc buldugum seylerden kisa kisa bahsetmek isterim.
Baslamadan once her seferinde Cinliler, Koreliler, Hong Konglular dememek icin kisaca Asyalilar diyorum. Biliyorum bunlarin hepsini ayni kefeye koymak cok dogru degil ama benim bulundugum yerden, hepsi farkli olmasina ragmen biraz da ayni gozukuyorlar. Bu tipki Hollandililarla Belcikalilarin farkini anlamak kadar zor benim icin. Bu farka varabilmem Belcika’da alti seneye maloldu bana. Yine ayni sekilde Avrupalilarin Turkleri, Araplari ve Iranlilar (ki birbirinden tamamen ayri uc buyuk kulturduru) bir gormelerine benziyor. Umarim anlayisla karsilanirim.
Oncelikle Cin’li olmak ne kadar da zor diye baslamak istiyorum. Yani insane dogacagi yeri secemiyor ama herhalde Cin’ de doganlarin hayati biraz daha zorluklar icinde basliyor. 1,5 milyar insandan bir tanesi olmaktan, ya da yer yer gercekten maddi olarak cekilen zorluklardan bahsederek baslayabilir insan. Fakat en zengin, maddi durumu en yerinde olan ve kendini en ayricalikli hissetmesi gereken insanlarin bile hayati hic de kolay degil buralarda. Mesela alfabe. Burada kullanilan alfabe o kadar karisik o kadar karmasik ki (ahh tam su anda internetten arastirma yapmis olup, Cin alfabesinde X adet karakter bulunur diyebilmek buna ait linkler koyabilmek isterdim ama olmuyor malesef ya kendiniz arastiracaksiniz ya da bana inanacaksiniz, adamlarin alfabesi epey karisik ve bir suru karakter var hatta sordugum Cinliler tam sayi veremediler), normal bir okul ogrencisi cocugun tamamen okuyabilecek seviyeye gelmesi ancak 10-11 yasindan itibaren mumkun olabiliyor. Mesela bizim gibi Latin harfleri hatta Arap harfleri kullanan ulkelerde bu yas 6-7’dir. O harfleri cizmeye calismak ayri bir omur torpusu, herhalde bir insanin yazisinin cirkin olma ihtimali yoktur buralarda. Neden siz de basit bir alfabeye gecmiyorsunuz mesela Cin’ceyi Latin harfleriyle yazmiyor sunuz? Diye sordugum birisi bana “aa oyle olmaz mumkun degil, Cince yazilamaz, Latin harfleri yetmez” diyerek cevap verdi. Hayret ki Ingilizcenin resmi lisan oldugu Hong Kong’da hemen butun Cin’ce isimleri Latin harfleriyle yazmak mumkun olmustu.
Neyse belki adamlar birgun mantikli olani yapacaklar diye dusunerek ikinci zorluga gecelim. Insanin en temel ihtiyaclarindan birisi olan yemek yemek. Gayet tabi buralarda yemek cubuklarla yeniyor. Cubukla yemek yemek bizler icin baslarda epey zor fakat epey pratik yaparak, biraz da kasarak insan bunu bir sekilde ogrenebiliyor. Tabi Cinlilerin ustaligina ulasmamiz beklenemez. Adamlar nerdeyse corbayi bile cubukla icecekler. (yok yok corba icin bizimkine benzeyen porselen kasik kullaniyorlar) . Bir de ben yerken epey rezillik oldu , ustume falan doktum. Hadi beni gecelim, Cin’de bugun varim yarin yokum. Ama burada dogan cocuklar da bu sekilde yemek yemek zorundalar. O cubuklarin ayni buyuklerinkine benzeyen cocuklar icin olanlari da var. Hatta, herhalde okullarda falan kullanilmak uzere uzerleri cizgi film kahramanlariyla cizili, beslenme cantasi gibi ufak kutulara konulmaya uygun kisa boylu olanlari da mevcut. Ama iddia ediyorum kendi basina yemek yemeyi ogrenmeye calisan iki yaslarinda iki cocuk alip birinin eline kucuk bir catal digerinin eline o kucuk boyutlu cubuklardan verdiginizde, catalli arkadasin kesin bir ustunlugu olacaktir. Cubukla yemek yemeyi ogrenmeye calisan bir cocuk gormemis olmama ragmen bu konuda iddialiyim.
Ondan sonra tarlasini isleyip para kazanmak isteyen bir ciftci herhangi bir sebepten gecimini saglayamayinca sanayi sehirlerinden birisine goc etmek zorunda. Benim gorebildigim kadariyla Cinlilerin bircogu kendi memleketlerinde yasamiyorlar ve Cin cok cok buyuk bir ulke oldugu icin memleketine 3000-5000 km uzakta yasayan insanlar sayica epey fazla. Bu kisiler fabrikalarda ise baslayinca ailelerinden uzakta kaliyorlar. Genellikle fabrikalarin icindeki yatakhanelerde uyumak epey yaygin. Eskinden herhalde daha kotuymus ama Cin gelistikce bu yatakhanelerin durumu da gunbegun gelisiyor. Hem de kira vermedikleri icin calisanlar icin bu imkan cok cazip. Odalarda 2-6 kisi arasinda kaliyorlar. Bu sirada bir kiza gonul verip evlenirlerse, genellikle kadinlar cocugu buyutmek icin erkegin babasinin evine gidiyorlar. ERkegin ailesiyle oturmak geleneksel Cinli kizlari icin cok kabul edilebilir birsey. Hatta buyuk sehirlerde kocasina ayri ev actirmayip ailesinin evine giden kizlar icin “aa bak ne hanim kizmis deniyor” Cinliler takdir ediyorlar.
Yazinin gidisatinda belli bir mantik arayanlar burdan sonrasini okumasinlar, simdi baska bir konuya atliyorum.
Hong Kong, Cin’e teknik olarak bagli olmasina ragmen ayri bir ulke muamelesi goruyor. Ben de haftasonu Hong Kong’a cok yakin bir Cin sehri olan Dongguan’da oldugum icin bari haftasonu Hong Kong’u goreyim diye dusunerek buraya gittim.
Dongguan’dan bir otobuse bindim. Yol yaklasik iki saat surdu ve sinira vardik. Ben otobusle gumrukten gecmeyi beklerken otobus bir yere parketti ve herkesi indirdi. Bavullarimizi alip pasaport kontrolune dogru yurumeye baslarken benim kafa epey karismisti. Simdi ne olacakti, pasaportu damgalayip otobuse geri mi donecektik tam olarak ne yapacagimi kestiremiyordum. Otobuste gordugum Hong Kong vatandasi bir adam hadi beni takip et sana gostereyim dedi. Gumrukten sonra otobus bizi obur tarafta bekliyor olacak dedi. Benim islemler yabanci oldugum icin biraz uzun surdu. Adam beni sinir kapisinin onunde bekledi bana nereye gidecegimi sordu ve otobus duragindan binecegim taksiye adresi Cin’ce soyleyecegini soyledi. Sonra sinirdan gectim. Hayret ki Hong Kong Turklerden vize istemiyor ve sinirda bana 90 gunluk kalis damgasi vuruldu. Obur tarafta baska otobusler sira sira dizilmisti. Benim yol arkadasi bana otobusu gosterdi beraberce bildik. Ogrendigime gore Cinli otobusler Hong Kong’a gecemiyormus o yuzden otobus degisti. Hong Kong’da trafik Ingilteredeki gibi soldan akiyor. Benim arkadas bana otobusten inip para bozdurmama taksiye yol tarif etmeye kadar cok yardimci oldu. Cok hayir duami aldi. Sehre ilk defa gelen bir yabancinin uzerinde insanin biraktigi etki ne kadar da onemli.
Ertesi gun kalabalik Hong Kong sokalarina ciktim. Girdigim ilk sokagin ortasinda kalabalik bir grup insan toplanmislar bir muzik dukkaninin sokaga bakan televizyonunu seyrediyorlar. Ben de yanlarinda durup baktim, dunyanin dort bir tarafindan gelen insanlar ve ozellikle Cinliler ekranda Michael Jacksonun “dangerous, girl you’re so dangerous” deyisini, muhtesem danslarini soluksuz seyrediyorlar. Ben de yaklasik 10 dakika kadar gozlerimi alamadan seyrettim. Michael’a bir selam caktim yola devam ettim. Daha sonra otelin onundeki bu sokaktan Sabah 10 ile gece sabaha karsi 3’te olmak uzere defalarca gectim ve her defasinda Michael orda bir grup insani hipnotize etmeye devam ediyordu. Iste dunyanin bir ucu iste bir star’in gucu.
Asya rastgele izlenimlerim devam edecek.